BERLİN’DE ‘SPIRIT OF ISTANBUL’ FESTİVALİ

By  |  0 Comments

Spirit of İstanbul

berlin0

Adam in Town İstanbul ruhunu Berlin’e taşıyan rakı festivalini izlemek için Berlin’deydi. Rakı içmeye gitmiş olabiliriz ama gezmeyi de unutmadık.

Checkpoint Charlie

berlin7

Charlie ve Berlin Duvarı ile klasik gezimize başlayalım istedik. Bir kere görmeniz yeter gibi gelse de her geldiğinizde bir şekilde uğramak zorunda hissettiğiniz noktalar burası. Stadtmitte durağında inip kolayca geldiğimiz Checkpoint Charlie noktası zamanında Rusya ve Amerika noktasını yani Doğu ve Batı Almanya’yı birbirinden ayıran yer oluyor. O çevrede eski Nazi Kampı ve Berlin Duvarı kalıntılarını bulmak mümkün.

 

Restoran Gendarmarie

berlin3

Berlin’de aradığımız fine dining kafasını bize yaşatacak bir restorant gibi duruyordu, yemekler gelince ne kadar haklı olduğumuzu gördük. Restoranın duvarını boydan boya kaplayan Fransız-Kanada asıllı artist Jean-Yves Klein’in elinden çıkma tabloyu hayran hayran izlemeye başladık ki sonrasında bu tabloya karşı oturduğumuz için dua ettik. Çünkü restoranda yemek servisi o kadar ağır ki, uzun uzun tabloyu incelemekten başka çareniz yok.

Alexanderplatz Meydanı

berlin8

Meydanı bölgesine yanlışlıkla düştük ama çevredeki dükkanlardan alışveriş yapmadan duramadık. 5 katlı koca Saturn’un içindeki CD ve plak bölümünde kayboluşumuz zevkliydi. Ayrıca Londra’daki hastalığımız Primark ile bu meydanda karşılaşmak da iyi oldu. Meydanın ortasındaki TV kulesini de görüp bu bölgeden uzaklaştık. Fazla turistik mekan cildi bozar.

DDR Müzesi

berlin4

İkinci Dünya Savaşı’nın en ağır bedel ödeyen şehirlerinden biri olan Berlin’de, 1961’den 1990’a kadar ikiye bölünmüş bir şekilde süregelen hayatları gözler önüne seriliyor. Sergilenen her şeye dokunabildiğiniz, gezerken yaşayabildiğiniz bir müze. Çıplak denize girilen plajları, ev eşyalarını, Alman gençliğinin büyürken kullandığı oyuncakları görebiliyorsunuz. Spree nehri kıyısındaki müzenin cumartesileri 10.00 – 22.00 saatleri arasında açık olması ise güzel bir bonus.

berlin2

Gelelim Festivale; Sprit of Istanbul isimli festivale gelen binlerce Berlin’li, bizim rakıyı yudumlayıp gayet dostani bir şekilde eğlendi. Türkiye kültürüne dair pek çok aktivitenin gerçekleştiği festivalde Türk Kahvesi köşesi ile kuruyemiş, baharat, lokum ve şekerlemeler gibi İstanbul’a özel lezzetlerin sunulduğu pazar alanı Berlinlilerden büyük ilgi görünce hafif bir göz yaşarması olmadı değil.

berlin0

Gecede ilk olarak sahneye Almanya’nın ödüllü rock gruplarından Jupiter Jones çıkınca pek olaya giremedik tabi. Sonra balkan ezgileri ağırlıklı müziyle DJ Robert Soko çıktı. Ama açıkçası festival alanını dolduran 7000 kişinin birleştiği an Baba Zula’nın sahne aldığı saatlere yansıdı. Etnik ritimlerde dans etmeyi deneyen Avrupalılar ve işin erbabı Türkler bir salonda birleşince ortaya çıkan sinerji görülmeye değerdi. İsmi geçtiği zaman her zaman söylenen “Baba Zula’ Türkiye’den daha çok Avrupa’da ünlü” cümlesinin ne demek olduğunu gözlerimle görmüş oldum.

 

berlin10

Bu arada biz de dünyadaki tek Michelin Yıldızlı Şefimiz olan Ali Güngörmüş’ün elinden çıkma lezzetler eşliğinde yemeğimizi yedik. Festivalde kurulan 600 kişilik masa üzerinde Berlinlilere rakı ve meze uyumunun anlatılması bunun İstanbul’un ruhu adı altında yapılması yabancı bir ülkede yüzümüzü güldüren özel bir ayrıntı oldu.

 

 

Related Images:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *