EN COOL FRANKOFON FIRAT ÇELİK

By  |  0 Comments
Firat-cover

ceket VAKKO, kazak TWEEN, gömlek ve takım elbise H&M, palto BANANA REPUBLIC 

İLK önce görsel olarak öne çıkıyor… Kumral olana az rastlanan ülkede onu fark etmemek pek mümkün değil. Bütünün içinde olup da bir o kadar dışında olmayı becerebilen kaç tane oyuncumuz var ki zaten?

unnamed

Röportaj : Oben Budak 

Fırat Çelik kafaca dünyalı diyebileceğimiz insanlardan. Türkiye’de olup bitenleri anlayabilmek için efor sarfediyor. Fransa’da büyüdüğü için bazı konularda “Fransız” kalıyor normal olarak. Ondan kaynaklanan bir durum değil aslında, ben doğma büyüme bu ülkeden olmama rağmen, günümüzde yaşanan birçok olaya “Nasıl yahu” diye tepki veriyorum. Normal olarak oynadığı dizilerde de Türkleşme cabası içinde. Sinirli bir adamı canlandırması gerektiğinde modern bir adamın kızgınlığını canlandırdığı için yönetmeni tarafından “Türkiye’de adamlar böyle sinirlenmez” diye uyarılabiliyor. Vurma kırma olmadan bizim ekranlarda olayın anlaşılamayacağını bilmiyor tabi.

FIRAT ÇELİK1

kazak HE by MANGO, pantolon NETWORK, palto VAKKO, mendil SARAR

Fransız kültürü içinde büyüdüğü için nazik erkek kategorisine sokulabilir. Üç kız kardeşiyle büyüdüğü ve onların aşk acılarına, olaylar kaşısındaki tepkilerine alışkın olduğu için fena halde kadınların dilinden anladığı söylenebilir. Peki hiç çözemediği vakalar çıkmıyor mu karşısına acaba? Evet kadınlarla büyümenin avantajı var, çok doğru. Ama hayatta ve ilişkilerde öncelikle huzuru arayan biri olduğum için, çözemeyeceğimi düşündüğüm bir şeye girmem diye cool bir şekilde cevaplıyor beni. Zaten birlikte olduğumuz zaman boyunca hep cool. Poz verirken, konuşurken, stüdyoya yayılan müzikle dans edip şarkı söylerken bile hep cool. Gün boyu Ane Brun çalıyor bize. Chet Baker‘dan yola çıkıp James Blake‘e gelen yine “cool” müzikler dinletiyor. Benim dinleyebilmek için puslu hava, sıcak bir ev, biraz da romantik ya da dramatik bir muhabbet arayacağım şarkılarda o dans ediyor ve sözlere eşlik ediyor. Sonra bir ara kendi yaptığı bir şarkıyı alıyor. Onun söylediğini fark edip bir daha çalmasını istiyorum ama Şu an demonun da demosu, bir daha çalamam diye red ediyor ama adam hala cool. Kendi yaptığı şarkılardan bahsediyor bu sefer; Müzik çocukluğumdan beri hayatımın olmazsa olmazlarından. Enstrümanlara karşı meraklı ve heyecanlıyım. Kendi halimde hep bir şeyler yazıp besteliyor ve söylüyorum. Bu sözler arasında Fransızca da var Türkçe sözler de. Keyif aldığım ve kendimi rahat hissettiğim ifade biçimlerinden biri müzik. Tabii ki bu hemen bir albüm ya da single çıkaracağım anlamına gelmiyor, en azından şimdilik öyle bir düşüncem yok diyor ama sahneye çıkınca ortaya ateşe verebilecek bir enerjisi olduğunu söylüyor gözleri. Sonuçta Fransa’da tiyatro sahnelerinde esmiş bir süre. Oradaki ortam bizimkinden daha rahat normal olarak.

FIRAT ÇELİK,

deri trençkot EMILIANO ZAPATA, gömlek VAKKORAMA

Hemen Fransız filmlerinden yola çıkıp, her filmin olmazsa olmazı çırılçıplak sevişme sahnelerinden bahsediyorum. Biz de yapılsa kıyamet kopacak sahneleri orada ne kadar sıradan bir şekilde veriyorlar. Bunun üzerine Fransa piyasası daha rahat, hatırlıyorum da Otomatik Portakal oyununda çıplak oynadığım sahneler vardı diye konuşmayı ilerletiyor. Ben hemen Otomatik Portakal’ın Stanley Kubrick versiyonunu tarıyorum zihnimde, çıplaklık neredeydi diye. Anladı mı bu durumu bilmiyorum ama hemen filmi gibi değil ama bu tiyatro versiyonu deyince, ne kadar çıplak, diye sorma ihtiyacı hissediyorum. Ben oyuncuyum. Oyunculuk başlı başına bir çıplaklık hali bence zaten. Kendinize ait şeyleri soyunup karaktere ait olanları giyindiğiniz bir hal. Otomatik Portakal oyunu için de, oyunun tamamında değil bir sahnesinde, o sahne için ne kadar gerekliyse o kadar çıplaktım diyor genç star. Fransız kültürüne göre çıplaklık normal çünkü. Tam ekran kocaman bir penis görmediğimiz ya da vajinanın zoom’lanmadığı Fransız filmi yok gibi az. Sonuçta onlar bir cinsellik sembolü değil, organlarımızdan biri yahu.

FIRAT ÇELİKK

ceket VAKKO, kazak TWEEN

Türkiye piyasasına dönüyoruz yeniden. Dizilerin Türkiye’de reyting kurbanı olmasına da tepkili. Fransa’da diziler böyle değil yapılıyor ve yayınlanıyor. Reyting almış, almamış kimse umursamıyor. Projene güvenmek zorundasın, reyting ne kadar sağlıklı ki?” diye sorduğunda hak veriyorum tabi. Gün birincsi olan saçma sapan programları kim izliyor yahu, diye düşünmekten alamıyoruz genelde kendimizi. Kimin birincisi bunlar diye merak ediyoruz doğrusu.  “Adam gibi senaryo yazılabilse daha iyi olacak” diye sözünü tamamlıyor. Kendi dizilerinden favorisi 20 Dakika‘ymış, onu öğreniyorum.

FIRAT ÇELİK.

gömlek FABRİKA, deri yelek VAKKO, pantolon HUGO BOSS/BRANDROOM, ayakkabı DIVARESE, mendil VAKKO

Peki bunca fark ve duygusal bocalama arasında alışabilmiş mi İstanbul’a? Bu kadar yakışıklı bir adamı arkadaş grubuna alıp, doğal bir tehlike yaratmaya izin vermiş mi Türk erkekleri? Çünkü gece çıkıp takılalım deseler  tüm kadınlar ona yönleneceğinden bizim adamlar sorun çıkarabilir bence. Açıkçası hiç öyle bir durumum olmadı diye başlıyor söze. Türkiye’ye ilk geldiğimde kimseyi tanımıyordum ama kısa bir süre sonra iyi bir arkadaş grubu edindim, hala da aynı kişilerle görüşüyorum. Dışarı çıkmak dersen de gece gezmelerinin de pek meraklısı değilim… Evde kendi aramızda film seyretmeyi, sohbet etmeyi, play station oynamayı tercih ediyoruz.. diye bitiriyor sözlerini. Onu gece hayatında kıstırmak çok mümkün değil yani.

FIRAT ÇELİK

kazak HE by MANGO, pantolon NETWORK, palto VAKKO, mendil SARAR, pantolon KOTON

Çekimin sonuna doğru giydiği bir skinny pantolon çok hoşuna gidiyor, Eskiden pantolonu da üstüme de dar giyerdim, şimdi çok komik geliyor o hallerim diyor. Herkesin kendini Mick Jagger gibi hissettiği bir zamanı olmuş demek ki. Ama şimdilerde pantolon yine dar fakat üzerine giydiklerini biraz bollaştırmış Fırat. Gardrobumda daha çok t-shirt ve ayakkabı var, t-shirtlerimi de geniş yakalı modellerden seçiyorum diye devam ediyor konuşmasına. Kıyafetlerinde Fransız rockçılarının bir havası var doğrusu. Peki nereden alınıyor bu kıyafetler acaba? Alışverişlerimi belirli bir markadan veya bir yerden almayı sevmiyorum. Zaten bu konuda programlı da değilimdir. Genellikle sokaklarda gezerken ufak butiklerde gözüme çarpan değişik bir şey olursa içeri girip bakınmayı seviyorum. Yurtdışı sitelerden online alışveriş de yaptığım oluyor diye konuşmasını bitirip, yine şarkılar mırıldanarak çekim alanına doğru yürüyor…

FIRAT ÇELİK

deri trençkot EMILIANO ZAPATA, gömlek VAKKORAMA

FOTOĞRAFLAR LARA SAYILGAN/STUDIOPLUS
MODA EDİTÖRÜ ALEXANDER KOKOSKERIYA
SAÇ ve MAKYAJ UĞUR KIRAL
FOTOĞRAF ASİSTANI EMRAH İŞTAHLI/STUDIOPLUS
FOTOĞRAF POST PRODÜKSİYON CEM YURTSEVER

Related Images:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *