
ERKEKLER DE ORGANİK BAKIM İSTİYOR
SON yıllarda hayatımızın her alanında gitgide daha fazla duymaya başladığımız ve popüleritesini arttıran “organik” terimi artık bakım ürünlerinde.
Editör : Uğur Kıral
Tamamen doğala dönüş anlamına gelen “organikleşme” önce yiyeceklerimizle hayatımıza girdi. GDO, hormon, aroma içermeyen besin maddelerinden başlayıp, vücut sağlığımıza verdiği zararlardan çıkarak, alışmış olduğumuz tüm düzeni değiştirmeye başladılar. Daha sonra konu yüksek kimyasallar ile yıkanmamış jean pantolonlara, doğal elyaflardan, detarjan seçimine kadar tekstil alanında devam etti. Paraben, sentetik koku, yağ ve alkol içermeyen renkli kozmetik ve bakım ürünleri piyasaya çıktığında ise vazgeçilmez oldu. Şimdi ise sıra şampuanlar, duş jelleri, bakım kremleri ve losyonlarda…
Neden peki bu kadar naturellik kaygısı? Neden kimyasalların kuvvetli ve hızlı etkisi varken, illa doğal olan olsun diye istememiz?
Cevap veriyorum; kullandığınız her bakım ürünü, özellikle derinlemesine temizleyiciler, peelingler, gece kremleri, şampuanlar, vücut jelleri cildimizde %60′a kadar absorbe ediliyor. Peki bu ne demek? Yüksek koruyucular, yapay aromalar içeren duş jeli ile köpük köpük yıkanırken uzun vadede kanser veya kalıtımsal hastalıkları depolama riskimiz %28.3 artıyor. Yüzde oranının yüksekliğine dikkat çekmek istiyorum yeniden! %28.3
Peki bakım ürünlerin alışverişinde organik tercih etmek istersek bunu nerden anlayacağız?
Öncelikle satın alacağınız kutuların ve tüplerin üzerinde ne aradığınızı bilmeniz gerekir. “Doğal” ve “Organik” terimleri birbirinden tamamen farklıdır. “Doğal” demek; laboratuvar ortamı görmeden kendiliğinden yetişmiş demektir. Örnek vermek gerekirse, çay bitkisi. “Organik” terimi ise çok daha zor ve nadir bir ibaredir. Bir ürünün organik kabul edilebilmesi için, toplanma aşamasında kadar, ekme, büyütme, kurutma aşamalarının hiç birinde hatta sulandığı su dahil hiç bir şekilde yardımcı maddelerin girmemesi demektir. Bir ürünün “organik” sertifikasını alması için minimumda %95 içeriğinin tamamen saf olması gerekir. Yani üzerine bakıp “doğal” diye aldığınız şampuan esasında “organik” değildir.
Neden organik ürünleri seçmeliyiz?
Yukarıda da belirttiğim gibi, içinde kimyasal formülasyonlu içerik bulunan ürünleri kafa derimiz ve cildimiz %60 oranında emer. Cilt kendi doğasında bulunmayan bu kimyasallarla savaşarak, kendi işlevini daha az yerine getirir. Bu da uzun vadede cildin yaşlanmasına, elastikiyetini kaybetmesine, hasarlara karşı daha duyarlı olmasına yol açar. Ürünün yüksek oranda farklı formül içermesi ise hızlı bir şekilde cilt kuruluğu, hassasiyet, kaşıntı, kızarıkık gibi deri reaksiyonlarını doğurur.
Türkiye piyasasında henüz organik bakım içeriği gelişmediği için, cilt bakımında yurt dışına çıkanlar için Bulldog markasının Organik bakım ve temizlik ürünlerini, saç bakımında ise 2012 yılında sağlıklı içeriği ile ödül kazanmış olan Aveda markasının ürünlerini tavsiye ederim.