
EVE NE İSTER? YAZ BİTMEDEN LİSTESİ
BU yıl yaz nasıl başladı, nasıl bitiyor derken madem biz yazı bitirmedik, o zaman kendimize verdiğimiz sözlerle, almamız gereken son şeyleri listeden çıkarmaya başlayabiliriz. Mevsimin en tatlı zamanı, yakışıklı “Adam” ile birlikte geçireceğiniz keyifli saatler ve hatta özel günleriniz yaklaşıyorsa vereceğiniz siparişleriniz için ayın listesine göz atabilirsiniz. Unutmayın bu listelerde bulunan her ürün, her mekan ve her öneri bizzat test edilip, onaylanmaktadır…
Editör : Ayşegül Şener
Söyleyecek başka daha fazla bir şey yok aslında, yogaya başlayın! Keşke daha erken keşfetseymişim dediğim, bütün zihnimi, enerjimi, vücudumu baştan ayağa onaran tek şeyin yoga olduğuna sizi nasıl inandırsam bilmiyorum ama çalıştığınız kişiyle veya başladığınız zamanla da çok alakalı olan bu spora bir şans daha vermenizi şiddetle öneriyorum. Sanskrit dilinde “kontrol etmek”, “boyunduruk altına almak” veya “birleştirmek” anlamına gelen yoga aynı zamanda “kavuşma”, “biraraya gelme”, “birlik”, “karşılaşma” ve “yöntem” olarak da çevriliyor. Ben kendi spor salonumda(MAC G-mall) Semra Güldal ile devam ediyorum ama İstanbul’da pek çok yoga merkezi var ve hemen hepsi deneme dersleri veriyor, denemekle hiç bir şey kaybetmeyeceğinizi garanti edebilirim.
NIKE Free Flyknit ile Koşun
Nike Free Flyknit, Nike’ın en ikonik iki ayakkabı teknolojisinin, Nike Flyknit’in mükemmel destek sunan üst kısmının, Nike Free’nin esnek dış tabanıyla birleşiminden meydana geliyor. Nike Free Flyknit’in üst bölümü performans analizine imkan tanırken ayağa ikinci bir deri gibi oturuyor. Ayakkabı, doğal hareketin ve sıkı, destekleyici kavrayışın tüm faydalarını tek bir kalıpta sunuyor. Şehri koşun, parklarda koşun, ve kendinize bir adım sayaç alın. Vaktiniz yoksa bile en azından ofisten çıkıp topuklu ayakkabılarınızı çantaya atıp, metrodan 2 durak önce inip yürüyün, zaten bu ayakkabı ile koşmamak için kendinizi zor tutacaksınız 🙂
Perrier Lime İçin
Siz de benim gibi yeni sağlıklı beslenme yöntemi vücudu ‘Alkali’ yaparak, kötü asitlerden mümkün olduğunda uzak durarak yaşamaya başladıysanız, maden suyu konusunda yeni trendleri takip ediyorsunuz demektir. İçme suyunuzun içine limon koymak yada her gün bir şişe maden suyu içmek alışkanlık haline geldiyse Perrier’in yeni şeker ve tatlandırıcı içermeyen “Perrier Lime” ürününü biran önce keşfetmenizi öneririm.
LaPassion Çanta
Ayakkabıdan sonra en büyük takıntım olan çanta ve cüzdan için yepyeni bir marka ile tanıştım. “LaPassion” markası %100 deri üzerine yapılan özel bir baskı yöntemi ile çanta ve cüzdan sevgisini tutkuya dönüştürüyor. Her tasarımın yaradılışı süreci yaklaşık bir yıl sürüyor ve güçlü bir ar-ge sonucu ortaya çıkıyor. Her tasarım özgün, her tasarım büyük bir el işçiliğine sahip. www.lapassion.com.tr adresinden çantaları satın alabilirsiniz.
Robin Thicke – Blurred Lines ft. T.I., Pharrell
Dinlemelere doyamadığım, Pharell harikası, kızların bir çıplak bir de kıyafetlerle olduğu iki farklı klip versiyonu çekilen süper eğlenceli şarkı…
Alt-Üst Takımlara Hazır Olun!
50’li yılların ikon takımları, anneannelerimizin dolaplarında hala saklanan tayyörleri geri döndü 🙂 Bu kış ister etek-ceket, ister pantolon-ceket farketmez, aynı desende takım giymek çok moda haberiniz olsun. Düz renk takımlardan, çiçek veya barok desenli takımları gündüz gömlekle, gece sadece ceketin altına gelecek çıplak teninizle giyip bütün kışı toplantı, parti demeden aynı şıklıkla geçirebilirsiniz.
Dem Meyhane’de Demlenin
Meyhane dediğin güzel mezesi olan, yan masadaki komşulara kadeh kaldırabildiğin, mezelerinin tadını unutamayacağın yer demektir. Meyhane dediğin biraz Müzeyyen’e, biraz da Zeki Müren’e hakkıyla kadeh kaldırmalı, saygısını plaklarla, en güzel rakı şarkılarıyla göstermeli. Meyhane dediğin ruhu olan, mutlu eden mekandır. Bugüne kadar çok meyhane gezdim ama Dem Meyhane’deki gibi hakkıyla demlendiren meyhane az gördüm.
Alaçatı’nın yeni meyhanelerinden Dem Meyhane, yaz bitmeden gidilmesi gereken yerler listesine mutlaka eklenmeli. Yaz biterse ve gidemezseniz üzülmeyin çünkü mekanın sahipleri aynı konsepti İstanbul’da Karaköy’e de taşımayı düşünüyorlarmış. 1800 lü yıllarda inşaa edilmiş bir rum meyhanesinin tekrar hayata döndüğü mekanda, kızarmış roka yapraklı ahtapot yemeden sakın dönmeyin…