
KÜRŞAT BAŞAR
“KENT”E YENİ BİR DERGİ GELDİ
BİR dergi yapmaya başladığım zaman 18 yaşındaydım. Hürriyet Gösteri Sanat Edebiyat dergisinde part time çalışıyordum. Yazılar daktiloyla yazılıyor, düzeltmeleri yapıldıktan sonra dizgiye veriliyor, dizgici bunları özel bir kağıda yazıyor, sonra o kağıtları mumlayıp bir pikaj kartonuna yapıştırıyorduk.
Kürşat Başar
O kartonlar dergi sayfası şeklinde geldikten sonra yazı aralarına girecek resimler, fotoğraflar, desenler siyah kartonla kapatılıyor, hatalar düzeltiliyor, son anda tek bir harf hatası bile kesip çıkartılarak yerine konuyor, bu haliyle montaja gidiyordu.
Sözünü ettiğim süreç o kadar uzundu ki çoğu zaman dergi yayına hazırlanırken geceleri dergide yatıyor, eve gidemiyorduk. Aradan zaman geçti, başka dergiler yaparken 90’lı yıllarda ilk bilgisayarlar geldi. Sonra bilgisayar üzerinden dergi sayfalarını çizebilmeye başladık.
Artık fotoğrafları film olarak büyüteç ve ışıklı masada seçmem gerekmiyordu. Büyük bilgisayar ekranında istediğimiz gibi büyütüp küçülterek görebiliyor, yazıları istediğimiz gibi yerleştirebiliyorduk.
Bu, o sıralarda inanılmaz bir devrimdi.
Şimdi artık internet üzerinden okunan dergilerin çıkması, hatta bu dergilere okuyucunun on-line müdahale edebilmesi, yalnızca fotoğraflar değil, videolar, müzikler konulabilmesi o günlerde herhalde aklımızdan bile geçmeyecek birşeydi.
Zaman içinde dergileri yönetmeye başladığımda hep gençlerle çalışmayı tercih ettim. Onların düşüncelerini, farklı bakışlarını, ilgi alanlarını izlemeye çalıştım.
Yirmi yılda teknoloji dünyayı inanılmaz bir hızla değiştirdi. Yalnızca kullanılan araçları değil, hayata bakışı, yaşam tarzını da değiştirdi.Bugün artık bir dergiyi eskisi gibi haftalık, aylık yapmaya gerek yok. Yapılmış bir dergiyi bile her gün değiştirmek, eklemeler yapmak, yeni haberleri anında girmek mümkün.
Ama bence en önemlisi, internet üzerinden, okuyucuyla doğrudan bir bağlantı kurulabilmesi…
Artık onlar pasif birer okuyucu değil. Hiç tanımadığınız, dünyanın her hangi bir yerindeki bir insan da sizin yaratım sürecinize katılabiliyor.
Yalnızca burada, küçük bir azınlığa değil çok uzak yerlerdeki insanlara bile birşeyler aktarabiliyorsunuz.
Yazının başlığını “Kent’e yeni bir dergi geldi” koyarken, “kent” sözcüğünü bu nedenle tırnak içine aldım. Çünkü artık kent sınırları olmayan bir yer.
Adamintown’ın bu anlayışı sürdüreceğine olan inancımla, başarılar diliyorum.