NİJERYA KÖKENLİ AMERİKALI SANATÇI IYEOKA | RÖPORTAJ
Röportaj: Erhan Dalfidan
Nijerya kökenli Amerikalı sanatçı Iyeoka, sadece bir müzisyen değil, aynı zamanda bir eğitmen, şair, aktivist ve TED Global üyesi… İlk olarak 2004 yılında The Rock By Funk Tribe grubuyla Black and Blues albümünü yayımlayan Iyeoka Okoawo, son olarak 2010’da Say Yes adlı albümü dinleyicilerle buluşturdu. Bu kez Cappadox Festival hakkında merak edilenleri sorduk.
Müzik yaşamınız nasıl başladı?
Müzik hayatım evimde başladı. Üç kardeşle beraber büyürken, en sevdiğimiz şey kendi şarkılarımızı uydurup KD60 kasete kayıt etmekti.
Sıradan bir günde neler yapıyorsunuz?
Hergün pratik yapmak adına bir şeyler yazıyorum. İki yaşındaki Ugiagbe ile ilgileniyorum, onunla her anımı dolu dolu geçirmeye çalışıyorum. Her hafta çaldığım enstrümanların, sesimin, el davullarımın, ukulelemin pratiğini yapmayı ve yeni şarkılar üretmeyi seviyorum. Bazen üstünde çalıştığım bir parçayı dinleyicim, yapımcım ya da grubumla paylaşmadan önce kendi başıma bir parçayı denemem aylar sürüyor. Hergün farkındalığımı artırmak ve özel sebeplerle düzenli olarak okuma yapmayı seviyorum.
“Simply Falling” parçasının hikayesi nedir? O parçanın ardından bu kadar ünlü olacağınızı biliyor muydunuz?
Birisine aşık olma tecrübesi üzerine bir tema yazmak istemiştim. Bazen bu tecrübe son derece beklenmedik şekilde ve hoş gelebiliyor kişiye.
İlk önce şiiri yazmaya başladım, sonra duş alırken sözlere melodileri ekledim. Şarkıyı söylerken çok keyif aldım ve doğrusunu isterseniz bu kadar çok insanın bu parçaya bağlanacağını tahmin etmemiştim. Bu harika bir tecrübe oldu.
Popüler kültürle ilgileniyor musunuz?
İlgileniyorum. Evrensel popüler kültürün gelişimine şahit olmak müthiş. Bri yazar olarak insan doğasının nabzına yakın olmayı, ondan faydalanmayı ve gözlemlerimi şarkı ve şiirlere dönüştürmeyi seviyorum.
İlk performansınızı sergilediğiniz yerin adı ve lokasyonu neresiydi?
İlk kez bütün çocukluğumu geçirdiğim, Boston’un bir mahallesi olan Mission Hill’de yerel bir kütüphanede ve çeşitli yerel etkinliklerde çaldım. 10 yıl boyunca her yaz özgün ifadenin gelişimini teşvik eden Mission Possible adında bir günlük kampa katıldım. Dinleyici karşısına çıka istediğim lise yıllarında da devam etti ve okul korolarına katılmama ve orkestrada ikinci keman olmamı sağladı. Kreatif sanatlara olan bu ilgim Northeastern University eczacılık Bölümü’nü okurken de devam etti .
Sizi herkes tanıyor. Ama halen sizi tanımayanlar için bize bira kendinizi anlatır mısınız?
Ben bir anne, şair ve müzik yapımcısıyım ve farklı dinleyiciler için anlamlı anlar kürete eden bir sağlık bilimciyim. Benzer sanatçılar için konserler düzenliyor ve işbirlikleri tasarlıyorum. Yıllar içinde tıpta ve eczacılıkta olan yeteneklerimi müziğimi ve sözlerime entegre ettim.
Kimden ilham alıyorsunuz?
Durağanlıktan ilham alıyorum. Yüzünde gülümsemeyle huzur içinde meditasyon yapan birini gördüğümde ilham alıyorum. Bir başka insana karşı fedakarlık yapan ve bir başkasını seven insanları görünce ilham alıyorum. Bir anne ve çocuğunun birlikte keyifli vakit geçirdiğini görünce ilham alıyorum. Kontrolsüz şekilde hayatın büyüsünün bilincinde dans eden insanları görünce en çok bundan ilham alıyorum.
16 Mayıs’taki konseriniz Babylon Asmalımescit’in son konseri olacak. Nasıl hissediyorsunuz? Daha sonra Cappadox festivalinde konser vereceksiniz. Cappadox’ta modern müzik, sanat, tasarım, spor ve gastronomi etkinlikleri tek çatıda toplanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İstanbul’un nabzında bir rolüm olması ve yeni parçalarımla bir konser vermek duygusal açıdan bana çok yakın geliyor. İnsanlar çok tutkulu ve kültür çok uhkem bir kültür. Birçok insandan çok güçlü ve doğal bir destek aldım. 2015’te benimle buluşacak olan güzel insanlarla Babylon’da buluşmaya can atıyorum.
Festival benim için ve Rock by Funk Tribe için sihirli bir tecrübe olacak. Grup Hawai ve Boston’dan gelenlerle beraber sadece bu yedi konser için bir araya geliyor ve heimiz bir araya geldiğimizde nasıl olacağını hayal etmiştik. Dışa vurulmaya değer bir rüya.
How did your music life start?
My music life started in the home. Growing up with my three siblings, our favorite past time was making songs up and singing the songs on our KD60 tape deck.
What do you do in a casual day?
I write everyday as a practice. I take care of my two year old son Ugiagbe while I actively practice mindfulness and presence with him. I love to practice my instruments, voice, hand drums, ukulele and develop new songs every week. Sometimes it takes me months to practice a new song on my own before I am ready to share it with my band or my producer or an audience. I enjoy reading everyday for pleasure and health awareness expansion.
What is the story of “simply falling” song ? Did you know you would get this famous after this song?
I intended to write an anthem for the experience of falling in love with someone. Sometimes the experience can be unexpected and extremely welcomed.
I began to shape the poem first then I would add melodies to the words while I was enjoying a shower. I loved singing the song and I did not anticipate so many people around the world would connect to in such a beautiful way. The experience has been a wonderful blessing.
Are you interested in popular culture?
I am interested in pop culture. It is fascinating to witness the unfolding of a global popular culture. As a writer, I enjoy taking advantage of accessing the pulse of human nature and interpreting my observations into songs and poems.
What was the name and place of event you first performed?
I first performed at a local branch library and various local opportunities in Mission Hill, a Boston neighborhood all throughout my childhood. Every summer for ten years I participated in a day camp called Mission Possible that encouraged the development of self expression. My interest in presenting to audiences continued throughout my high school years and inspired me to participate in school choirs and orchestra as a second violinist. I continued my pursuit of the creative arts while attending Northeastern University college of pharmacy.
Everyone knows you. But can you please tell us a little about yourself again for those who do not know you?
I am a mother, a poet and a producer of music and a health professional who curates meaningful moments for diverse audiences. I promote concerts and coordinate collaborations with like minded artists. Throughout the years I have integrated my knowledge of healing practices and health care to inform my music and my words.
Who do you get inspired from?
I am inspired by stillness. When I see someone meditating with a smile and at peace, that inspires me. When I see people expressing love or sacrifice to another human being, this inspires me. When I see a mother and a child together enjoying each other, I become very inspired. When I watch people dance unbridled and conscious of the bliss of life, this is most inspiring to behold.
Your performance on May 16th will be the last Babylon concert in Istanbul How do you feel about that? This time you will perform firstly at Babylon then Capadox Festival. In Cappadox festival modern music, art, design, sport, cullinary events are presented all together to address all senses and will take place first time. Do you want to say anything about that?
Being a part of the pulse of Istanbul and taking an opportunity to contribute a concert of my new music is very emotionally relevant for me. The people are passionate and the culture is thriving in the moment. I have personally received so much support from so many people that our connection is strong and natural. I am very much looking forward to seeing all my beautiful tribe who will be in Istanbul to come celebrate together in Babylon one more time in 2015.
The festival I know will be a very magical experience for me and my Rock by Funk Tribe band. The band is gathering from Boston and Hawaii for these seven concerts and I have dreamed of what will happen when we are all together again, and it is a wonderful dream worthy of full manifestation.
