12 YEARS A SLAVE
AMERICAN HUSTLE için anlattıklarımın tam tersini bu film için sıralayabilirim, bu defa acayip sıkıcı ama çok dolu, çok iyi bir film. Filmin yapımcısı Brad Pitt olduğundan, biraz da Oscar konusunda ister istemez kendisinin hep haksızlığa uğramış olduğunu düşündüğümden olabilir, (12 Maymun’da ve Benjamin Button’da Oscar’a aday olup kazanmadığından) bu filme karşı duyarsız kalamıyorum.
Editör : Oylum Yüksel
Golden Globe’da Drama dalında “En iyi film” ödülünü kazandı, Oscar da kazanırsa Brad Pitt alkışlarla çıkar alır ödülünü, neden olmasın. Yine de Her, The Wolf of Wall Street, Captain Phillips ve Dallas Buyers Club’ın bu filmden daha iyi olduğunu söylemek zorundayım.
Film iç savaş öncesi 1840’larda, Amerika’da geçiyor. Şu an fikri bile çok rahatsız edici ama o zamanlar kölelik ve Afroamerikanlara yapılan zulümler maalesef hayatın bir parçasıymış. Film gerçek hayattan uyarlama. New York’ta özgür bir iş adamı olan Solomon’un, Washington’da kandırılıp kaçırılması ve köleliğin serbest olduğu bir eyalette bir toprak sahibine satılmasıyla başlıyor film. Filmin adından da anlaşılacağı gibi, Solomon’un kendini kurtarması 12 yıl sürüyor. Solomon Northup 1853’te kurtulur kurtulmaz başından geçenleri bir kitap olarak yazıp yayınlıyor ve ömrünün yaşadıklarını insanların duymasını sağlayarak, köleleri kurtarmaya, sistemin değişmesine adıyor. Oldukça sıkıcı, ağır ilerleyen ama bir o kadar da etkileyici bir film. Filmde Solomon’u canlandıran Chiwetel Ejiofor, geçen aylarda Kate Moss ile İstanbul’daydı, fotoğraflardan hatırlarsınız. 1977 doğumlu Nijeryalı aktör Londra büyümüş ve yine Londra’da eğitim almış. Golden Globe ve üzerine Oscar adaylığı ile şu an oldukça popüler, 12 Years a Slave’den önceki vasat rollerinden kurtulup, güçlü rollerde sık sık karşımıza çıkacağından eminim.
Filmde psikopat toprak sahibi rolündeki Michael Fassbender ve eşi Sarah Paulson çok çok iyiler. Ama filmde bir Lupita Nyong’o gerçeği var ki, seyreden herkesi büyülüyor. 12 Years a Slave Lupita’nın ilk filmi. İL filmi ile Oscar’a aday olan başka kim vardı acaba? Kenyalı Lupita, Yale dramadan mezun olmuş. Babası Kenya’da senatör. Hem yetenekli, hem de inanılmaz güzel 83 doğumlu bu kadın şu an sinema ve moda dünyası tarafından tamamen çevrelenmiş durumda. Bol bol karşımıza çıkacağından ve kolay kolay kendinden bıktırmayacağından eminim.
Filmin yönetmeni Steve McQueen (isim benzerliği sizi yanılmasın) esasen kısa filmleriyle ünlü. 2008’de ilk uzun metrajlı filmi Hunger’ı, 2011’de yine Michael Fassbender’i tercih ettiği Shame izlemişti. 2013’de hem filmi, hem de kendisini en iyi yönetmen dalında Oscar adaylığına taşıyan film 12 years a Slave kendisi için de büyük bir sıçrama oldu. Bir sonraki filmini merakla bekliyorum.
