TWEEN’in YENİ TASARIM DAHİSİ: PIERANGELO d’AGOSTIN

By  |  0 Comments

Biella adında, İtalyada kumaş cenneti olarak bilenen, küçük bir şehirden çıkıp Jil Sander, Prada, Raf Simons, Uniqlo gibi dünyadaki tekstil ve moda devleri için çalıştı. Tasarım yaparken, onun için tek ilham kaynağı hem insanlık olmuştur. Farklı kültürel ve sosyal yapıları bir araya getirerek, pratik, modern ve kaliteli kumaş ve tasarımlara imza atmaya devam ediyor. Karşınızda Tween markasının yeni kreatif direktörü, Pierangelo d’Agostin

DSC_2369-(2)

Röportaj: Alexander Kokoskeriya

Tasarımcı karyeriniz nasıl başladı?

Tasarım öncesi dana çok müzik, resim, sanat ve film yapımı çok ilgimi çekiyordu. Hatta bir ara yönetmen olmayı hayal ediyordum ama bir nevi moda yönetmeni oldum (gülüyor).

Tasarımcı karyerim uzun zaman evvel çok gençken Londra’da başladı. Çok yakın bir arkadaşımla, çok sevdiğimiz İngiliz modasının nabzını ölçmek için Londradaki Kingsroad semtine beraber taşındık. İlk başlarda deneysel tasarımlar yapıyordum, çoğunlukla casual ve şık stilleri sokak halleriyle karıştırmaya başladım. Tasarım ve kalıp ne kadar önemliyse kumaş da o kadar önemli. Kumaş konusunda çok şanslıydım çünkü İtalyada büyüdüğüm Biella şehrinde, ülkenin önde giden en önemli moda markaların kumaş üreticileri hepsi o şehirden çıkma. Ayrıca tüm ailem kumaş sektöründen geliyor.

Londraya geldiğimde o yıllarda punk stilin bitişiydi ve insanlar yeni bir sokak stili ve yaşam biçimi peşindeydi. İşte o zaman rahat, stil, casual ve gündelik bir trend peşinden gitmek aklıma geldi. İlk tasarımlarımı en yakın arkadaşlarım beğenerek satın alıyorlardı. Benim için böyle bir başlangıç hem son derece heycan verici hem de yaratıcılığımı destekleyen bir metod gibiydi. Benim için tasarım; sanat ve insane bir araya gelip, giyim ihtiyaçlarını karşılayan bir araçtır. Tasarım mutlaka pratik, kaliteli ve zamansız olmalı. Tasarım sadece kıyafet değil benim için, aynı zamanda tüm birikim ve vizyonumun sayesinde insanları eğitmek, en büyük amacım.

Tween’den once hangi markalar için çalıştınız?

Çok marka var hangisini anlatıyım ki? (gülüyor). İlk ve aslında hem kumaş hem de kalıp anlamında çok şeyi öğrendiğim Napolideki Antolini markası. Sipariş üsülü müşteriye özel takım elbise ve ceket dikim dükkanıydı. Londra, Amerika, İsviçre ve Almanyada bir çok marka için bazen tasarımcı, bazen kumaş arge danışmanı olarak çalıştım. Sonra yıllar boyunca Milano Jil Sander’in erkek koleksiyonun baş tasarımcılığını yaptım. Jil ile çok iyi anlaşıyorduk ve benim için inanılmaz bir deneyimdi. Aynı zamanda farklı teknolojik teknikleri kullanarak kumaşları da beraber üretiyorduk. Jil, moda dünyasında çok önemli koleksiyon, kalıp ve kumaşlara imza attı ve başarılı bir şekilde devam ediyor.  Sonra Raf Simons için çalıştım ve büyük bir keyif ile erkek koleksiyonları hazırladım. Bir ara Japonya Prada, kumaş geliştirme ekibinde görev aldım.  Son olarak hazır tekstilin dünya devi, Japon markası Uniqlo için çalıştım. Onlar için yüksek nano-teknoloji sayesinde çok farklı kumaşları üretip koleksiyonlara yön veriyordum. Uniqlo’nun felsefesi hiç bir zaman moda veya trend değil, kaliteli kumaşlar, uygun fiyat ve doğru zamanlama en önemlisi.

Kendi markanız olsun istemediniz mı hiç?

O da oldu! Eşimle beraber, 1990’larda HLAM adında Japon ortaklı bir marka kurduk. Çok cool ve stil koleksiyonları yapıyorduk. Tokyoda tasarım harikası bir dükkanımız bile vardı ve gayet iyi gidiyordu ta ki ortğımız iflas bayrağı çekene kadar. Tabiki çok üzüldük ama yapacak bişi yok, yılmadan yola devam etmek zorundasınız. Bir kaç sene once tamamen kapattık, güzelim bebeğim tarihe karışmış oldu böylece…

190x250 copy

Tween ile nasıl tanıştınız? Ve beraber çalışmaya neden karar verdiniz?

Geçen sene Japonya ve Çin arasındaki farklı kumaş üreticiler arasında mekik dokurken ve çok yoğunken, dünyadaki tekstil sektöründe devamlı büyen ve gelişen, yenilikçi ve modern markaları arıyordum zaten. Tam o sırada Tween ile tanıştım. İlk once kumaş üretimi için anlaşmıştım fakat dünyayı keşfetmeyi ve gezmeyi sevdiğim için, ayrıca söz konusu İstanbul olunca, dayanamayıp Tween’in tasarım başına geçmeye karar verdim.

Daha once İstanbula tatil için ve bir kaç sefer iş için gelmiştim. Gelir gelmez bu tarihi şehrin ritminde gizemli bir gelişim potansiyeli ile karşı karşıya kaldım.  Binalardan, koprulerden, ara sokaklardan, çarşılardan, insanlardan ve havasından bile ilham kokusu burnuma geliyor ve bu çok hoşuma gidiyor çünkü yeni bir şey tasarlamak ve hayata geçirmek artık bir çok ülkede son derece imkansız hale geldi. Kumaş fanatiği olduğum için bu ülke benim için ayrı bir yerde. Zamanında doğudan batıya görkemli İpek Yol’u bu topraklardan geçti, bu topraklar kültür ve kumaş teknikleriyle de büyüleci.

tween_ibrahim-44564-copy

Bu şehir sadece tarihiyle değil aynı zamanda özelikle Tween markası sayesinde doğu ve batı arasında önemli bir erkek moda ve tekstil köprüsüne çok yakın bir zamanda dönüşecek. Tween’in yaz kampanyasında, şehrin farklı meslek dallardan yetenekli insanları bir araya getirdik. Tween tasarımlarını giydirip çok güzel fotoğraflarını çektik. Şehri oluşturan insanlar olduğu için, tasarımları da hayata geçiren hep insanlar zaten.  Sloganımız da ‘Yaşa ve hayal et’.

Tween_P-_01_0189-1

Tween ile yapmak istediğimiz ana konsept ise; günümüzde hızla büyüyen teknolojik çağına ayak uyduran, son derece moden ve pratik, ne istediğini bilen, kaliteden ödün vermeyen, şehirli ve dinamik erkekler için doğru tasarımlar. Bu markanın vizyonu ileri ve geniş olduğu için çalışmaktan büyük keyif alıyorum. Zaten ben her zaman bana ihtiyaç olan, benim birikim ve vizyonuma ilgi duyan markalarla çalışırım. En büüyk amacım gelişmekte olan bu güzel markanın kimliğini uluslararası ticari platformuna taşımak. Yakın gelecekte yeni showroomlarımız dünyanın farklı noktalarında açılıyor olacak, ve bu sürpriz değil, gece gündüz çalışan ekibin büyük emeğidir.

Tween_P-_05_0939

Tasarımlarınız nasıl doğuyor? İlhamlarınız nerden geliyor?

Tabiki en büyük ilhamım her zaman insanlar olmuştu. Kültürel ve sosyal davranışlar beni hep yönlendirmiştir. Sokağa çıktığınızda insanların ne yaptıklarını, nasıl davrandıklarını, ne yediklerini, nasıl, kimle ve nerde vakit geçirdiklerini, ne hissettiklerini ve ne konuştuklarını, hepsini analiz edip, en çok neye ihtiyaç duyabileceklerini anlamalısınız. Hayatta icat edilen ve tasarlan herşey ihtiyaçtan ve meraktan olmuştur zaten. İnsanlar ne hayal ediyorlarsa onun üzerine giderim hep. Özelikle günümüz bu kadar internete bağlı olan sosyal toplumlarda, giyim kuşam da çok pratik, ulaşılabilir, kaliteli ve rahat olmalı. Ben her zaman İtalyan rahatlığı İngiliz asaletiyle birleştiririm, ve bu tasarımlarımı özelikle şehirli ve modern insanların ihtiyaçları doğrultusunda yaparım.

 

 

Related Images:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *