MADE IN ISTANBUL: EMRE ERDEMOĞLU
Röportaj: Alexander Koko
Alexander: Yaratıcısı olduğun Emre Erdemoğlu markası nasıl doğdu?
Emre: Üniversite’de öğrenci olduğum yıllarda markamın oluşumuyla ilgili çalışmalara başladım. Üniversite 3. sınıfta İtalyada yaptığım defile sonrasında “Most Creative Collection” ödülüne layık görüldüm ve erkek koleksiyonu hazırlamaya başladım. Üniversite biter bitmez özel sektörde markalara danışmanlık yapmaya başladım. Bu süreçte kendi markamı kurup üretim yapmaya ve koleksiyonumu uluslararası platformlarda tanıtmaya başladım. Markalaşma sürecinde yurt dışından aldığım danışmanlıklar, attığımız doğru adımlar sayesinde markamın kısa sürede büyümesine neden oldu. En son 2016 A/W “Pünhan” koleksiyonumu Berlin Fashion Week’de sundum. Son derece keyifli ve gurur verici bir süreç oldu.
Alexander: 2016-17 kış koleksiyonu hazırlarken ilham kaynağın neydi? Koleksiyonun teması, stili, kumaşları ve renkleri neler?
Emre: Pünhan “Sır” anlamına geliyor. Hepimizin yok mudur bir sırrı? Vardır elbet… Benim de var, sizin de var! Sır gibi sakladığımız aşklarımız, acılarımız, mutluluklarımız, anılarımız… Bu koleksiyonu “Sır” gibi sakladığım birine ithaf ettim…Siyah ,beyaz ve metalik efektli kumaşlar kullandım. Ayrıca yer yer tarçın ve bakır rengini de görebilirsiniz. Bunun dışında özelikle deriyi triko detayları ile birleştirdim.
Alexander: Emre Erdemoğlu’nun tasarımlarını tercih eden erkeklerin stili ve karakterleri nasıl? Kimin giymesini istersin?
Emre: Elegant, yenilikçi, dinamik…Yeni fikirlere açık, eğlenceli bir ruha sahip, ne istediğini bilen karakterler için tasarlıyorum. Genel müşteri kitlem de zaten ruhen yenilikçi karakterlerden oluşuyor.
Alexander: Türk erkeklerin stillerini ve stile bakışları nasıl buluyorsun? Neler eksik, neler fazla?
Emre: Ben insanların giydiği kıyafet ile ruhunun öpüşmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu iki dengeyi bir arada tuttuğunuz zaman ortaya çıkan iş her zaman keyif verir. Maalesef biz toplum olarak biraz kendi karakterimizin dışındaki karakterlere bürünmeyi seviyoruz. Ötekileşiyoruz…Bunu stil oyunlarında da çok yapıyoruz. Doğru olan kendi ruhunuza uygun, kendi hikayenizi anlatan ürünler seçmektir. Akılda kalmanın, farklı olmanın en temel yolu budur. Kendi vücut proporsyonu tanımalı insan herşeyden once. Gusto, renk çok önemli giyimde. Kendinize yakışmayan bir şeyi taşımayı manasız buluyorum.
Alexander: Fırsatın olsaydı dünyada kimin için ve nasıl bir tasarım yapardın?
Emre: Tüm dünyanın ve bu ülkenin tarihindeki gelmiş geçmiş en şık adam Mustafa Kemal Atatürk’tür. Oldukça zor şartlar altında yaptığı bu kadar çok işin yanı sıra giyim tarzı ile de dikkat çeken, şıklığıyla dünya çapında hayranlık uyandırmış çok önemli bir figür. Hepimize ilham kaynağı olabilecek güzellikte yenilikler getirdi. Sadece tören ve davetlerde değil günlük yaşamında da şıklığından ödün vermedi. Yenilikçi yapısı giyim tarzına da yansıdı. Giyiminde her zaman detaycı olmuştur. Giydiği her giysisi ,ayakkabısından şapkasına, kol düğmesinden bastonuna kadar bir bütünlük sergilemiştir. Keşke onum için özel tasarımlar yapabilseydim…