BÜYÜK TASARIMLAR

By  |  0 Comments

Yazı: Tansel Turna

Bu kadar sıkıntının, yerli yersiz mutsuzluğun içinde ne yazsam ne yazsam diye düşünürken son zamanlarda beni en çok rahatlatan, gülümseten program olan ‘Grand Designs’ yani Büyük Tasarımlar aklıma geldi ki yazıya oturmadan açtım bir bölüm daha izledim!

hoo-house-121

Şimdi nedir bu Büyük Tasarımlar derseniz, ilgi cekici, yenilikçi mimari projeleri konu alan bir program. Her programda kafayı hayalindeki ev ile bozmuş olan bir ‘deli’ olur ve programda hayalindeki evi yapmaya çalışırken yıllar içinde yaşadıkları bizlere her aşamasıyla tek bölümde gösterilir. Benim gördüğüm en uzun proje 2009 yılında başlayan ve 2015 yılında tamamlanandı.

En zoru ve beni en çok şaşırtanı ise Londra’nın merkezinde müstakil bir eve sahip olmak isteyen çiftin hikayesiydi. İngiliz çift, neredeyse boş arsa bulunamayan Londra’nın merkezinde, binaların arasında küçücük bir arsa bulup minimalist ve yaratıcı tasarımlarıyla muhteşem bir ev yapmışlardı. Yapım aşamasının bir kısmında iki çocuklarıyla birlikte inşaatta yaşayıp zar zor bitirebilmişlerdi.

cefn8

Program genel olarak ilgi çekici, yenilikçi projeler üzerine kurulu olsa da asla “bastım parayı yaptırdım en iyisini!” kafasında değil. Ev sahiplerinin çoğu evlerini kendileri yapıyorlar. Kimi zaman duvar örüyor, kimi zaman da çimento taşıyorlar. Birçoğunda ekolojik olsun, geri dönüşümlü materyalleri değerlendirelim, tüketimi yavaşlatmaya bir katkımız olsun gibi dünyevi kaygılar da var. Zaten programın beni en çok heyecanlandıran kısmı ev yaptıranların öyle ultra zengin insanlar olmayıp orta sınıfı temsil eden yaratıcı, vizyon sahibi insanlar olmaları. Kimi zaman reklam ajansında çalışan biri, kimi zaman lokal bir aşçı yada otobüs şöförü olmaları. Harcanan paralar genelde milyon poundu buluyor ama o noktada farkediyorsunuz ki batıda işler herzaman ki gibi Türkiye’dekinden farklı… Emeğinin karşılığını almak ve orta sınıf zenginliğini görmek, bilimkurgu izler gibi ağzınızı açık bırakıyor..

Programın çekimleri insanların finansal durumlarıyla doğru orantılı olarak ortalama 3­4 sene sürebiliyor. Bu süreçte projenin/inşaatın dönüm noktalarının anlatılmasının yanında insanların yakınlarını kaybetmeleri, doğum yapmaları, batmaları çıkmaları, evlenmeleri de programda acıtasyona kaçmadan gerçekçe gösteriliyor.

Amphibious-House-by-Baca-Architects-2

Programın alt metni ise, insanların hayallerindeki ev tasarımlarıyla ve yenilikçiliğiyle ne kadar delice olursa olsun yuva yaratıyor olmaları. Mtv Cribs’teki gibi Amerikan görgüsüzlükleri bu programda yok. Kimi zaman MS hastası biri 800 yıllık bir mağarayı yuva haline getirirken, kimi zaman da bir çift sırf Thames Nehri’nin kenarında oturmak için baskın zamanlarında yüzebilen bir ev yapıp, hayal gücü, istek ve iyi fikir birleşince neler yapılabileciğini bizlere gösteriyor!

Kevin McCloud

Programın sunucusu Kevin McCloud ise başlı başına bir ikon! Adam The Who elemanlarından biriymişcesine havalı ve giyimiyle de tam bir Londra’lı!! Kevin McCloud’u anlayabilmeniz için programı izlemeniz şart. Ben ne yazsam da bu sarkastik adamı anlatmaya yetmez!

Program şuan Home & Entartainment kanalında yayımlanıyor ama meraklısına internette tüm bölümleri mevcut. 1999’dan beri ve tam 14 sezon!!

İlgilisine! Rock on!!

Related Images:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *