SZİGET MÜZİK FESTİVALİ 2013: ÖZGÜRLÜK ADASINA HOŞGELDİNİZ!

By  |  0 Comments

 timthumb.php

Bir ağır festival adamı olmadığım için Budapeşte’deki Sziget Festivali hakkındaki bilgim daha önce giden arkadaşlarımın anlattıkları ve gazetelerden okuduklarımla sınırlıydı. Ama bu seneki festivale giden arkadaşlarım biraz dişli çıkıp, festivale iki gün kala beni ayartınca, alelacele biletleri ayarladık ve Budapeşte’ye uçtuk. Ben biraz geç kaldığım için havaalanındaki vize memuruyla beni otele atan taksi şoförü haricinde şehirde kimseyle ilişki kuramadan gittim ‘özgürlük adası’ Sziget’e. Neden özgürlük adası derseniz, her kesimden bireyin kimsenin gözüne batmadan, barışçıl bir ortamda barınmasından kaynaklanıyor bence.

8

Herkesin birbiriyle eşit olduğu bağımsız bir müzik kasabası. Konu sadece düşünce özgürlüğü de değil, her türlü müzik özgürlüğü var. İster ağır elektronik takıl ister piyasa müziğin dibine vur. İster rock konserlerinde pogo yap, ister hip-hop sahnesinde salın dur.

6

Müzik kafası olarak uyuşmadığın arkadaşlarınla bile gitsen içeride dağılıp kendi zevkine göre takılabiliyorsun. Yemek seçimi konusunda da özgürsün, çünkü sonsuz seçenekleri deneyerek bir hafta rahat vakit geçirebilirsiniz. Üstelik sabaha kadar hiçbir çeşit bitmedi. Bizim 10 bin kişilik festivallerde iki saat içinde “Buz bitti” lafını duymaya o kadar alıştık ki, toplam 450 bin ziyaretçisi olan adada bu cümleyi hiç duymayınca bir yadırgadım.

3

Adı üstünde konu ada olunca nehrin akıntılı suyuna kendini bırakmak da iyi geliyor insana. Gece alanda bir başıma dolaşırken karşıma çıkan teatral sirk olayı ise galiba festivalin en etkileyici kısmıydı. Açıkçası Sziget’te bir hafta takıldıktan sonra kendime “Günaydın Alex” dedim, keşfetmeyen varsa fazla gecikmesin.

MÜZİKAL DEVİNİM

YAZIYI yazarken Sziget’e bu kadar geç gelme bahanelerimi sıraladım kendime. Birinci sırada sanırım festivalde sahneye çıkanların hiçbir zaman en baba isimlerden seçilmemesinden kaynaklanıyordu. Oraya gidince anladım ki line up’ın bir önemi yokmuş zaten.

Empire-Rock

O kadar fazla isim var ki, görmüş olmak bile yetiyor. 10 dakika Blur izleyip, arkadaki sahnede Pete Bjorn’e koşmak eğlenceliydi. Ada üzerinde kaybolduğumuz için Woodkid konserine biraz geç kaldık. Booka Shade’le dans etmeyi biraz fazla kaçırınca Little Boots’a geç kaldık.

4

Festivalin benim için en önemli kısmı olan Empire of The Sun ise ciddi anlamda başarılıydı.

Tanıdık simalar

TÜRKLERİN her geçen gün daha fazla ilgi gösterdiği festivalde bu sene Keremcem, Doğan Duru, Mehmet Turgut, Kaan Sezyum ve Ceri Levis lakaplı Ömür Özdemir vardı. Ama festivalde beni en çok sevindiren bir rakı firmasının standı oldu.

5

Festivalin sponsorlarından olan marka, açtığı stantta dünya gençliğine rakıyı tanıtmaya başlamıştı bile. Dünyada daha güçlü bir marka olabilmek ve gençlere ulaşabilmek için başarılı bir hareket bence.

7

TELEFONUYLA EVLENEN KIZ

FESTİVALİN en komik anları da Norveçli bir kızla cep telefonunun nikâh seremonisine katılmaktı. Hayır yanlış yazmadım, konuyu biraz daha açarsam daha iyi anlayacaksınız sanırım. Adanın girişinde dağıtılan Sziget pasaportlarının sadece bir espriden ibaret olduğunu düşünürken, içeride nikâh çadırı olduğunu görmek ilk önce bir şaşırttı. Las Vegas’taki kafa gibi, istediğiniz bir saatte gidip evlenebiliyorsunuz.

pasaport

Ada sahillerinde geçerli olan bu evliliği bozmak için boşanmanız bile sağlanıyor. Üstelik koca bulamadım derdine de çare bulunmuş, çünkü sevdiğiniz herhangi bir şeyle de evlenebiliyorsunuz. İşte biz bu yüzden telefonuyla evlenen bir kızın düğününe katıldık. Dinlemesi saçma olabilir ama ada şartlarında çok normal bir hareketti.

sziget-2013---map

Related Images:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *