CAN BONOMO NEYİN PEŞİNDE?

By  |  0 Comments

CAN BONOMO

HAKKINDA bir çok şey yazılıp çiziliyor olabilir ama onların hiçbiri kendi ağzından çıkan kelimeler kadar gerçekci değil tabii ki. Bildiğiniz Can Bonomo, bilmediğiniz samimiyetiyle…

SUBAT-KAPAK-FINAL

Röportaj : Oben Budak

Çok değil birkaç sene önce evinde kendi arkadaşlarına yaptığın şarkıları dinletirken ilk albümle beraber başka bir boyuta geçtin sanki. Normalde gittiğin mekanlara artık kameralarla gidiyor, üzerine giydiklerin sayesinde “En stil erkek” dalında yarışmalara aday oluyorsun, durup da kendine N’ooluyoruz Can Bonomo” dediğin oluyor mu?
“Şöhret” bir insan şakasıdır. Aslen yapmak istediğimiz şeylerin yanında gelen otomatik bir bedel. Ben her zaman yapmak istediğim şeylere odaklandım. Balıkların gözüne tutulan ışık onları aptal eder. Böylece ışığın arkasında gizlenmiş ve kafalarının orta yerine doğrultulmuş olan zıpkını görmezler. Ben normalde gittiğim mekanlara gidip eskiden gördüğüm şeyler yerine sadece kameraları görseydim ya da giyim tarzımı sadece ‘en stil erkek’ ünvanına erişebilmek için değiştirmeye kalksaydım kafama zıpkını yerdim. Dolayısıyla ‘Ne oluyoruz?’ dediğim olmuyor fakat ‘Ne olmak istiyorum?’ aklı başında insanlar için her zaman opsiyonel bir sorudur.

CAN BONOMO

Kazak D&G/BEYMEN, Yelek TWEEN

Ben senin şarkılarını müzikal eserlerine benzetiyorum, sağlam birşeyler olsa müzikalde oynamak ister miydin? Müzikalde oynamak çok büyük bir disiplin ve eğitim gerektirir. Henüz öyle bir donanıma sahip değilim. Üniversitede aldığım eğitim beni bu tür işlerin sahne arkasında başarılı kılabilecek türden bir eğitimdi. Yapmaya çalıştığım müziğimi belirli bir yere getirebilir, kendimi müzikal bağlamda – öncelikle kendime- kanıtlayabilirsem, ilerleyen zamanlarda bir müzikal yazıp yönetmeyi çok isterim.

Oyunculuk denemeni biliyoruz, bence çok da komiktin, neden devam etmedin? “İyi bir rol gelirse neden olmasın” diye cevaplayacaksan bu soruyu iyi bir rol nasıl olmalı diye sormak isterim.
İyi bir rol yoktur. İyi bir yönetmen ve iyi bir senaryo iyi bir oyunculukla harmanlanırsa ‘iyi rol’ sonucuna otomatikman varılır diye düşünüyorum. Benim denemelerim üniversite yıllarımda para kazanmak için giriştiğim ufak tefek işlerden ibaretti. Aslen yapmam gereken şeylerin hayat tarafından geciktirilmesi yüzünden boş kalan vakitlerimi maddi ve manevi olarak faydalı bir işe  dönüştürme durumu. Yani benim oyunculuğum bir meslekten çok bir durumdu benim için. Şimdilik öyle bir durumum yok. Müzik ve şiire çok vakit harcamam gerekiyor. Ama ilerleyen zamanlarda ne olacağını bilemiyorum.

CAN BONOMO

Yelek ve pantolon TWEEN, Kazak BURBERRY, Yüzükler SWAROVSKI ve TOPMAN

“Star” sözcüğünün getirdiklerinden en çok neye alışamadın? (Neden?)
Yaşadığımız dünyada 5 milyara yakın insan varken güneş sistemimizde 200 milyara yakın yıldız var. İnsanlar yıldızlardan daha nadirler. Dünyadan uzakta ve parlıyor olma fikri beni cezbetmiyor. Beyoğlu’nda insanların gözlerini yormayacak matlıkta yaşayan alelade genç bir insanım. Belki de bu tür yakıştırmaların yapılıyor ve yapılabilecek olması fikrine alışamamışımdır.

Seni arkadaş partilerinden biliyorum da hep bir köşede takılan cool adamlardansın, hep böyle miydi durum, yoksa hafif bir sıkılma mı var kalabalıktan?
Yakın arkadaşlarımın yanında kendimi daha mutlu hissediyorum. Muhtemelen onlara kendimi daha rahat ifade edebildiğim içindir. Hayatımın hiç bir evresinde ‘kalabalıklar içinde yalnız’ bir insan olmadım. Kalabalıklar da öfkeli değillerse beni rahatsız etmezler. 

 Türkiye’de imaj çalışmaları genelde bir albüm kapağı ve ilk kliple sınırlı kalırken sen Can Bonomo olarak tutarlı bir yol çiziyorsun. Sahne için tasarlanmış özel fikirler var mıydı yoksa cidden sen zaten böyle mi giyiniyorsun?
Sanatla ilgileniyorsanız insanlara bir şeyler anlatmanın hudutları olmadığını izlemliyorsunuz. Salvador Dali’nin bıyıkları Braque’ın şapkaları, Picasso’nun işçi tulumları, Warhol’un saçları, Lennon ve Woody Allen’ın gözlükleri bir imaj çalışması ya da bir tesadüfün eseri olamaz. Bunlar gelmiş geçmiş en büyük sanatçılar. Ben de onların gittiği yoldan gidecek kadar donanımlı olmasam bile onların başarılarına hayranlık duyup onlara özenmek isteyecek genç bir icracıyım.

Dolabının karşısına geçip giyecek hiçbir şey bulamadığın anların oluyor mu? O anlarda kurtarıcı olarak kullandığın nelerin var mesela?
Kıyafetlerimin hepsi birbirine çok benziyor. Genelde siyah ve beyaz giyiniyorum. Dolayısıyla hiç öyle kötü sürprizlerle karşılaştığım olmuyor.

CAN BONOMO

Gömlek NETWORK, Yüzükler SWAROVSKI ve TOPMAN, Ceket Fabrika, Gömlek, kravat ve pantolon BURBERRY

Eurovision dönemi için; “Ne güzel hatıra” mı “Ne gereği vardı” mı?
Ne güzel hatıraydı. Türkiye’yi temsil etme şansının bana verilmesi çok büyük gururdu benim için.

Ömür boyu her röportajında Eurovision’un sorulmasından korkuyor musun? 🙂
Önümüzdeki 50 sene içerisinde olup bitecek şeylere kafa yormaya başlarsam çok çabuk yaşlanırım. Ben daha kısa planlar yapıyorum. Mesela yarın. Ya da bu akşam. Böylece daha az heyecanlanan bir insan oluyorum fakat endişelerim de doğru orantıda küçülüyor. 🙂

Peki albümün adındanda geçen “Aşktan ve Gariplikten” olan şeyler ne?
Hayatın kendisi. Belli bir elekten geçirdiğimiz zaman her şey. Hayat kadın ve erkeğin ilişkisi etrafında dönüyor. Bugüne kadar çıkmış bir çok savaş, verilmiş her kötü karar, yapılan bir çok kavga aşktan. Değilse de o işte bir gariplik vardır zaten… Böylece her şey aşktan ve gariplikten meydana geliyor.

 “Defol” adlı şarkın pek agresif, yoğun bir dönemde çıktığı belli. Yayınlanmayacak kadar ağır sözleri olan şarkın var mı?
‘Defol’un başarısız bir ilişkiye ithafen yazılmış bir beste olduğunu söylemeye hacet yok herhalde. Yayınlanmayacak kadar ağır sözlerimi bestelemiyorum. Onların yalnızca şiir olarak yayınlanmasına izin veriliyor. Yıl sonuna doğru ilk şiir kitabımı çıkarmayı düşünüyorum. ‘Pek agresif’ yakıştırmana yeni bir soluk getirecek bir kaç şiir mevcut orada 🙂

Neyin peşindesin bu hayatta? Örnek vermek adına söylüyorum ben pozitif enerji peşindeyim, dünya üzerinde negatif düşünen kimse kalmasın istiyorum. Kimse bize görev dağıtımı yapmadı belki ama insan düşüne düşüne buluyor ya da görev ediniyor kendi kendine.
Çok klasik bir film benzetmesi geliyor aklıma bu soruyu duyunca. Sinema okurken asistanı olduğum hocalardan bir tanesi bana ‘düşünen sokak köpeği’ yakıştırmasında bulunmuştu. Sokak köpekleri yaşadıkları bölgelerden geçen arabaları kovalarlar fakat yakalayacak olurlarsa arabaya ne yapacaklarını kestiremezler. Onlar sadece arabanın peşindedirler. Bu durumda düşünen bir sokak köpeği bunu hayvansal güdülerle değil bilerek ve isteyerek yapan hayvan oluyor. Kısacası her şeyin peşindeyim. Dolayısıyla hiç bir şeyin peşinde değilim de.

CAN BONOMO

Takım elbise RALPH LAUREN, Gömlek SARAR, Papyon TWEEN

Şarkıcı olarak anılmaktansa “artist” olara konumlandırılabilecek birisin. Şarkıların haricinde çok bilinmeyen şiirlerin, çizimlerin de bulunmakta. Bu eserlerini ileride profesyonel anlamda paylaşmayı istiyor musun? Bana sanki senin olayını tamamlayan şeylermiş, büyük resmi görmek için onlar da lazımmış gibi geliyor…
Müzikal bağlamda kendimi istediğim yerde görmeye başladığım noktada neden olmasın. Ben her şeyden önce bir besteci ve söz yazarıyım. Acele etmek istemiyorum. Paylaşımın da bir dozajı var. İnsanları bazı şeylere maruz bırakmak yerine onların sizi merak edip araştırdığını izlemek daha memnuniyet verici. Bu yıla yeni bir albümle girdik. Yılın sonunda ilk şiir kitabımı çıkarmayı planlıyorum. Zamanla illüstrasyon ve film de konuşulur. Belki o yukarıda bahsi geçen müzikal de… Zaman.

FOTOĞRAFLAR VE VİDEO : LARA SAYILGAN/STUDIOPLUS

MODA EDİTÖRÜ : ALEXANDER KOKOSKERIYA

SAÇ MAKYAJ : UĞUR KIRAL

MODA EDİTÖRÜ ASİSTANI : BURAK KOCEMER

FOTOĞRAF ASİSTANI : ERMAN İŞTAHLI

GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ: CEYLAN SÖZER

VİDEO POST PRODÜKSİYON VE KURGU : CEM YURTSEVER

QUBBE RESTORAN’a Teşekkürler

Related Images:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *