ROMANTIC GANGSTER : ALİ AKSÖZ

By  |  0 Comments

İki sene önce bir ev partisinde onunla ilk kez karşılaştığımda of dedim, bu Amerikalı da kim? O sırada arkadaşlarımla konuştuğu için hemen ortalığı kolaçan etmek için yanaştım yanlarına. Benim Amerikalı sandığım şakır şakır Türkçe konuşuyor, espriler yapıyor… Birlikte olduğu arkadaşlarım “Bak seni Ali’yle tanıştırayım” deyince Ali Aksöz giriyor hayatıma. Meğer benim Amerikalı deniz subayı sandığım adam o sıra kopan bir dizinin kopan oyuncusuymuş. Popüler kültür cahilliğim sayesinde bir tık geç tanıştığım adam zamanla fikirlerine saygı duyduğum ama aynı zamanda da esprilerine kahkaha patlattığım biri oluveriyor (genelde iki özellik aynı kişide olmaz biliyorsunuz.) Yerine göre Amerikan Başkan’ının koruması gibi cool olup da old school R&B çalarken siyahi bir çete elemanına dönüşebilen başka biri daha yok valla…

Kapakta: şapka, polo ve pantolon Giorgio Armani/Armani Istanbul

Röportaj: Oben Budak

 

Senin Ningauble yanından başlayalım mı? Sosyal medyada da böyle anılıyorsun, blogunda çok derin yazıların var. Bir nevi alter ego mu, çok yönlü kişiliğinin sadece bir yüzü mü?

14400 dial-up modemimle internete ilk girdiğim gece, takma adım ne olsun diye düşünmüştüm. Şimdilik Fritz Leiber’ın yarattığı, Mars’lı Büyücü “ Yedi Göz’ün Ningauble’ını seçeyim” dedim, “sonra değiştiririm.” Lakin bir daha hiç değişmedi ve alternatif kültüre bulaştığımda da üstümde bu isim vardı. Lost Library döneminde kendi adımı pek az insan bilirken, çok kişi beni Nin veya Ning diye çağırırdı. O vakitler Ningauble’ın keşfedilmiş gerçek kimliğim, Ali Aksöz’ün ise bir alter ego olduğunu düşünmeye başlamıştım. Büyümemle ve LL’nin sona ermesiyle birlikte ikisi dengelendi ve gün geldi Nin, senin de söylediğin gibi, kişiliğimin cephelerinden biri olarak kaldı.

FRP oyunlarının popüler olduğu dönemde bir de bu yönden hayranların varmış…

Evet işte bahsettiğim alternatif kültürün çok büyük bir parçası RPG’ler (Role Playing Game/Rol Yapma Oyunları) ve FRP’lerdi (Fantasy Role Playing, rol yapma oyunlarının fantastik dünyalarda geçen versiyonları) Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış, kimsenin ciddiye almadığı bir mevzuya gönül vermiş çok ama çok yaratıcı bir grup gence ulaşma şansımız oldu. Derli toplu bir mecrada onlara kendilerini ifade etme fırsatı yarattık ve bu esnada biz de yaratıcılığımızı sonuna kadar kullanarak kendimizi ifade etme şansı bulduk. Bugünkü geldiğim noktada bu kültürün çok büyük etkisini görüyorum, bir gün çocuğum olursa, RPG oynamak, öğrenebilecek yaşa geldiğinde ona öğreteceğim ilk şey olacak.

Hala devam eden oyunlar, aktiviteler var mı?

Uzun zamandır bir oyun oynamış değilim. Bizim çete dağıldı, bir takım kurmak zaten zor, e bu çağda artık hemen herkesin işi, çocukları, egzoz muayeneleri, evlilik programları, terapi seansları, iş yolculukları, sevgilileri veya eşleri (bazen ikisi birden), kavgaları, kaynanaları, senetleri, kontör paketleri, adil kullanım kotaları, yarışmaları, kaçamakları, bacanakları, tutanakları var. Ama özlüyorum elbette, isterim yine sabahlara kadar oynamak.

Sınıflandırmalarla nasıl başa çıkıyorsun, Türkiye’de oyuncuysan sadece oyunculuk yapmalısın, başka bir şeye daha yeteneğinin olması garip karşılanabiliyor?

Burada bence belirleyici unsur yetenek. Yetenek yoksa halkın karşısına eski manken-yeni şarkıcı ya da yeni-oyuncu olarak çıkıyor ve öyle kalıyorlar. Oysa yetenek senin eski kimliğini, dosyanın arasına koyup o anki mesleğine bürünmene ve böyle kabul edilmene olanak sağlıyor.

Prev1 of 4Next

Related Images:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *