SELAM HANIMLAR VE “ADAM”LAR
Twitter’a “Ömrümü yedin Adam in Town” yazmayı düşündüğüm anların birinde kafama bu soru takıldı; neden böyle bir şey yapmaya kalkıştık? Hemen akabinde cevabı yapıştırıverdim kendime; neden olmasın ki?
Oben Budak
Alexander Kokoskeriya da ben de hayat doktoramızı erkek stil ve modası üzerine yaptık madem, bunu sürekli işleyen bir paylaşım aracına döndürüp herksle paylaşmamız gerekiyordu. İyi niyetle çıktık yola ama daha siteye konulan ilk icraatımız olan video yayınlanır yayınlanmaz aldık boyumuzun ölçüsünü. Öyle ya, daha ortaya hiçbir şey çıkmadan, sadece tanıtım video’muz elden ele gezerken tahrikler başlamıştı. Yok o niye öyle, bu niye böyle laflarını göğüslememiz çok zor olmadı açıkçası. Biliyorum, klişelere bayılan bir millet olarak açtığımız erkek moda ve stil sitesinin tanıtımını frak giymiş bir adamla yapmamız daha uygun olduğunu düşünenlerin sayısı hiç de fena değil. Bilirsiniz canım; güzel giyimli bir adam, pahalı mobilyalarla döşenmiş odasında uyanır, siyah mermer kaplı duşuna girer. Sonra atladığı pahalı arabasıyla birbirinden seksi kadınların olduğu bir kulübe girer ve eğlenmeye başlar. En sonunda da kamera kulüpte eğlenen insanları yukarıdan çekmeye başlar ve markanın logosu girer. Sanırım erkek ürünü deyince bu senaryonun üç aşağı-beş yukarı aynısını çekmezseniz bazı algılarda problem çıkıyor.
Neden papyon yok, diyenler oldu mesela, çünkü bir erkeği şık yapan tek şeyin papyon olduğuna karar vermişler ve papyon görmeyince içlerine sinmemiş doğal olarak. İşi daha ileri götürüp tanıtımda neden erkek seksiliğini kullandığımızı soran bile oldu. Hatta erkek seksapelini görüp işe direkt “gay” yakıştırmasını yapan, özgüven eksikliği çeken arkadaşlarımız da olmadı değil. Dünya güzeli bir kadına bakıp “Bunun neresini beğeniyorsunuz canım” diye soran kadının çaresizliğiyle, erkek çıplaklığı kullanılan bir işe “gay” yakıştırması yapan erkeğin duyguları aynı yönde. Dünya hızla ilerleyip feleğin çemberinden jet hızıyla geçerken “Zamana uymuyorsanız işiniz çoktan bitmiştir” sözünün doğruluğuna inanarak “Adam in Town“ı modern şehirli erkeğin stil ve moda rehberi olarak beğeninize sunduk. Bizi cinsel tercihiniz değil, yaşam gustonuz ve stiliniz ilgilendiriyor. Sitenin her köşesini de bu mottoya uygun olarak tasarlamaya çalıştık. Alexander Kokoskeriya’nın kendi halinde bir blog açmaya karar vermesinden sonra olayı duyan hepsi kendi işinde gusto sahibi arkadaşlarımızın “Ben de bir şeyler yapmak isterim” demesiyle iş biraz büyüdü ve buralara vardı. Umarım aynı frekansta buluşacağız. Biz tam kendi kafamızdaki işi yaptık. Klişelerden mümkün olduğunca uzak durarak daha da iyilerini yapmak için her zaman burada olacağız, bekleriz…
